|
|
|
=> Daha kayıt olmadın mı?
Forumlar - Saray Şifre Katibi Asım Bey Can (Ziyaretçi)
| | SARAY ŞİFRE KATİBİ ASIM BEY
1908 Haziranında Asım Bey Saray Şifre Katibi olarak çalışıyordur. O günlerde Rumeli'de ihtilal kıpırdanışları baş gösterdiğinden, bir gün Abdülhamid onu huzuruna çağırır: İzmir Tümeninin hemen Rumeli'ye gönderilip başkaldıranların yok edilmesini şifreyle bildirmesini buyurur.
Asım Bey, "Efendimiz, işi barış yoluyla ve kan dökülmeden hallediniz. Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmayınız. Bunların akla yatkın isteklerini kabul ediniz. Etmeyecek olursanız bu saltanat size de kalmaz" der.
Bu sözler karşısında Abdülhamid'in gözlerindeki sarılık, öfkeden alev gibi parlamaya başlar. Kemerli burnundaki bütün çizgiler derinleşir. Asım Bey'e yaklaşarak, "Hala bu düşüncelerden vazgeçmeyecek misin hain ?" der demez onun kafasına tabancasının kabzasını öyle bir indirir ki, zavallı şifre katibi Padişah'ın Harem-i Hümayun'daki özel odasından dışarı çıkamadan, kapının eşiğinde can verir.
Asım Bey'in kızı Ziynet Hanım'ın anlattığına göre ; biraz sonra, sarayın süprüntü toplamakta kullanılan bir el arabasına cesedini yükleyip Yahya Efendi türbesine götürürler.
Osman Nuri Ergin "İstanbul Şehreminleri" adlı kitabında, bu konu üzerinde şu açıklamayı yapar : "O zamanlarda mabeyinin sıradan bir tüfekçisi bile ölse cenaze masrafını padişah karşılardı. Cenazesi gereken törenle kaldırılır ve ailesine ihsan-ı şahanede bulunulurdu. Oysa, Asım Bey'in cenazesine ve ailesine karşı bunların hiçbiri yapılmamıştır. Ölümü de ailesine, gömülmesinden iki gün sonra söylenmiştir...
|
Cevapla:
Bütün konular: 61 Bütün postalar: 63 Bütün kullanıcılar: 6 Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 29 ziyaretçi (33 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|